Tebliğname No : KYB - 2015/187484
Hırsızlık, suç eşyasının kullanılması, kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya hakkında tasarruf suçlarından şüpheli E.. K.. hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/11/2014 tarihli ve 2014/4847 soruşturma, 2014/4559 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair
karara yönelik müşteki tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bolu Sulh Ceza Hakimliğinin 04/12/2014 tarihli ve 2014/977 değişik iş sayılı
karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 18.05.2015 gün ve 2015/10338/32476 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak
dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.06.2015 gün ve 2015/187484 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu
davasını açmaya yer olup olmadığına
karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu
davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair
karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne
karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda, müştekiye ait cep telefonunun hırsızlık şüphesi altında kaybolmasından 2 gün sonra şüpheli adına kayıtlı hat ile kullanıldığı, şüpheli ifadesinde söz konusu hattı daha önceden kullandığını, suç tarihinde bu hattın başka birine satılmış olduğunu, kendisi tarafından kullanılmadığını beyan etmesine rağmen bu hususların araştırılmadığı, şüphelinin ifadesinde bildirdiği hususlar hakkında araştırma yapılarak, toplanacak deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği, şüphelinin ileri sürdüğü hususların doğru olmadığının tespiti halinde ise, suç eşyasının satın alınması, kabul edilmesi yahut, kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya hakkında tasarruf suçlarından delilleri tartışma görevinin mahkemesine ait olması hasebiyle kamu
davası açılması gerektiği gözetilerek, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine
karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan
kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK'nun 160. maddesi uyarınca suç ihbarını alan Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeği araştırıp, adil bir yargılama yapılabilmesi için şüphelinin lehine ve aleyhine olan kanıtları toplayarak, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunması halinde aynı yasanın 170/2. maddesi uyarınca iddianame düzenlemekle görevli olup, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı hususunun, yapılacak yargılamada, şüphelinin lehine ve aleyhine olan tüm kanıtların tartışılması ve değerlendirilmesi ile belirlenmesi gerekeceğinden, kovuşturmaya yer olmadığına dair
karara itirazın kabulüne
karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine
karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (BOLU) Sulh Ceza Hakimliğince kesin olarak verilen, 04.12.2014 gün ve 2014/977 D.İş sayılı
kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinin 3.fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4.fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 09.09.2015 tarihinde oybirliğiyle
kararverildi.
www.hukukmedeniyeti.org