YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2014/13322
KARAR NO: 2015/6247
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde, abone olan davalı aleyhine ödenmeyen elektrik borçlarının tahsili amacı ile icra takibi yaptıklarını, davalının da bu takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili savunmasında, elektriği kiracısının kullandığını, faturaların ödenmemesine rağmen, davacının elektrik vermeye devam ettiğini, aboneliğin sona erdirilmesi isteminin davacı tarafından kabul edilmediğini, bu nedenle dava konusu borçtan davalının sorumlu olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, abonelik sözleşmesini usulüne uygun şekilde sona erdirmeyen abonenin kullanılan elektrik bedelinden sorumlu olduğu gerekçesi ile bilirkişi tarafından hesaplanan elektrik bedeli üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2012/3653 – 9566 sayılı kararı ve "...Hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı taraf vekilleri gerekçelerini de belirterek itiraz etmiş olup, bu itirazlar hakkında ek rapor alınmadığı gibi itiraza uğrayan hususlar hakkında mahkeme kararının gerekçesinde de açıklama bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece tarafların itirazlarını da karşılar nitelikte ek rapor veya konusunda uzman bir bilirkişiden yeniden rapor alınıp, tüm deliller birlikte takdir edilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır...." gerekçesi ile karar bozularak mahkemesine iade edilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak, yapılan yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda "...elektrik borçlarının ödenmemesine rağmen, tarifeler yönetmeliği gereği, elektriği kesmeyerek, kendisinden beklenen yükümlülüğü yerine getirmediği, elektriğin taşınmazda sürekli olarak kullanıldığı, davacının bu borcu tahsil etmek için uzun süre bekleyerek 2008 yılında icra takibi yaptığı, davalı abonenin başkasına ait borcu ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı.." belirtilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; abone olan davalının takip konusu yapılan elektrik bedelinden sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay'ın ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen kaçak ve normal kullanım bedelinden fiili kullanıcıyla birlikte abone de müteselsilen sorumludur. Bir başka deyişle, abonelik iptal ettirilmedikçe abonenin sorumluluğu devam eder.
Her ne kadar davalı, aboneliğin sona erdirilmesi isteminin davacı tarafından kabul edilmediğini beyan etmiş etmiş ise de; dosyaya bu yönde iddiasını ispata yarar bir delil ibraz edememiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; aboneliği devam eden davalının, davacı elektrik idaresince tahakkuk ettirilen elektrik tüketim bedellerinden kullanıcılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu nazara alınarak, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
kararara.com